Dikili veya Çandarlı denildiğinde İzmir’de yaşayan biri için akla ilk uzaklığı gelir. Denizi iyi midir, plajları güzel midir, koyları gezilmeye değere midir, daha sonra düşünülecek sorular oluyor.
Elbette çoğu zaman gidilecek bir yer bakılıyorsa, o ‘uzak’ kelimesinin hemen ardından başka yerlere bakılıyor. Dolayısıyla diğer sorulara sıra bile gelmiyor.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, güzel bir gelenek başlattı. Pandeminin yoğun olduğu ilk 3 aylık dönem dışında neredeyse her ay meclis toplantılarının birini uzak bir ilçede gerçekleştiriyor. Malum Agora ile başlayan bu gelenek, geçen yılki büyük orman yangını dolayısıyla Efemçukuru bölgesinde, daha sonra Bergama’da yapıldı bu meclisler… Bu ay da rota olarak Dikili-Çandarlı seçilmişti.
Tarihi Çandarlı Kalesinde muhteşem bir ambiyans içinde meclis toplantısı gerçekleşirken, meclis üyeleri ile birlikte biz basının da bazı şeyleri fark etmesi sağlandı.
Aslından oradan aktarılacak çok not var ama öncelikle Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz’ün muhteşem Dikili Yöresine has zeybekle ortaya koyduğu performans büyük beğeni aldı. Ancak dikkat çeken tek şey oynadığı zeybek olmadı.
Adil Başkan, biz İzmirlilere Dikili ile Çandarlı’nın artık düşünüldüğü kadar İzmir’e uzak olmadığını hatırlattı. Evet Kuzey Ege Otoyolu ile birlikte Dikili ve turistik mahallesi Çandarlı İzmir’e sadece bir saat mesafede… Hatta bir saat bile sürmeyebilir.
Yani artık Çeşme kadar İzmir’e yakın…
Bu yakınlık doğal olarak iç turizmin rotasını Dikili’ye çevirecektir. Çünkü her şeyden evvel çok güzel koyları, plajları ve tarihi mirası ile Dikili ile Çandarlı, İzmirlilerin artık kanıksadıkları Çeşme ve Alaçatı’dan daha cazip gelecektir.
Kaldı ki yanlış turizm hareketleri ile insanları eğlendirmekten ve dinlendirmekten uzaklaşan klasik turizm merkezlerine karşın, Dikili ve Çandarlı; güneşi, kumu, gezip görülecek tarihi, kültürel ve doğal mirasın zenginliği ile birlikte inanılmaz bir dinginlik sunuyor.
Dikili’nin turizm kartellerince henüz işgal edilmemiş ve hala halka ait olan 12 kilometrelik kesintisiz plajını gördüğünüzde zaten ikna oluyorsunuz.
Bademli’nin koylarını siz de benim gibi ilk kez görecekseniz, bugüne kadar neden gitmediğinize hayıflanacaksınız. Meclis toplantısının yapıldığı Çandarlı Kalesi ise gerçekten bütün orijinalliği ile korunabilmiş bir tarihi önünüze koyuyor.
Kalenin içinde gezerken bir an zihniniz sizi yüzlerce yıl önceye götürüp, bir savaş sırasında o kale içinde kimin ne yaptığını, düşmana karşı nasıl bir savunma yapıldığını hayal ederken buluyorsunuz kendinizi…
Tunç Başkan alınmasın ama sanki Dikili ve Çandarlı sakin şehir olmaya Seferihisar’dan daha çok yakışıyor. Çünkü orada o dinginliği yakalıyorsunuz. Bu anlamda en büyük adımı da yine Tunç Başkan atmış, Dikili Belediyesi ile işbirliği içinde kente 5 bin 900 metrelik bir bisiklet yolu kazandırmış. Dikili gibi uzak bir ilçe için bence hatırı sayılır bir yatırım.
Su şebekesinin alt yapısı da son dönemde tamamen değiştirilmiş, özellikle vatandaşın en çok hoşuna bu gitmiş.
Demem o ki gerçekten hala Dikili’yi ya da Çandarlı’yı uzak zannedenler, bence ilk fırsatta yolunuzu buralara düşürün. Eminim benim anlattığımdan çok daha fazlasını bulacaksınız ve siz de benim gibi bugüne kadar neden daha çok o tarafa gitmediğinize kızacaksınız.
Belki İZBAN’ın da öncelikli rotalarından birisi Çandarlı ve Dikili olmalı ki İzmir'de biraz yönünü artık kuzeye çevirmeli...