Malum Orhan Veli de zamanında adeta terapi yapar gibi gözlerini kapatıp İstanbul’u dinlemiş ve bize o şaheseri bırakmıştı.
Hatırlıyorsunuz değil mi,
“İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.”
İşte şimdi tüm Türkiye’nin,
Özellikle siyaset yapanların,
Politika üretenlerin,
Bu ülkenin geleceği konusunda sorumluluk almak isteyenlerin,
Gözlerini 10 dakikalığına kapatıp, İstanbul seçmenini dinlemesi lazım.
İptal edilmiş, 'acaba seçmen yanıldı mı, kafası mı karışıktı, meramını mı anlatamadı' denilerek ikinci kez gidilen seçimde, yüzde 9’luk bir farkla seçmen değişimi işaret etmiştir.
Ben gözlerimi kapatıp bu sonuç üzerinden İstanbulluyu dinlediğimde,
Bana diyor ki, seçmen iktidara kırgın, hatta daha da ötesi iktidardan umudunu kesmek üzere…
Seçmen; iktidar gücünün çok dikkatlice kullanılması konusunda uyarısını yapıyor.
İktidar gücü, milletin verdiği ve millete ait olan bir güçtür ve sadece milletin ortak hedefleri için kullanılmalıdır.
Millet, iktidarı sırtındaki rantçı güruhtan kurtulması konusunda da ciddi şekilde uyarıyor.
İstanbul seçmeni CHP’ye de çok şey anlatıyor.
Ülke yönetimi konusunda sorumluluk almaya davet ediyor.
Daha ciddi düşünmeye
Daha güçlü ekipler oluşturmaya
Ülkenin gerçek gündemini görmeye
Kısır politik çekişmeler yerine
Gerçekçi sorunlara yönelik net tavırlar ortaya koymaya davet ediyor.
İstanbul seçmeni, Ekrem İmamoğlu’na büyük bir cesaret veriyor.
Ona belki Genel Başkanlığa ve bir sonraki seçimde Cumhurbaşkanlığı adaylığına giden kapıyı açıyor.
Ak Parti, bu ülkede büyük dönüşümler gerçekleştirmiş bir partidir. Büyük emeği ve büyük hizmetleri vardır. Ancak bu ülke 82 milyon insana gelecek sağlamak zorunda olan büyük; büyüklüğü kadar da büyük sorunları olan, acil ihtiyaçları olan bir ülkedir.
Dolayısıyla, seçmen tam olarak Ak Parti’den vazgeçti mi yoksa uyarı mı yaptı, bunu önümüzdeki dönem gösterecek.
Ancak, bu seçim sonucu şunu gösteriyor ki AK Parti, seçmeni yeniden kazanmak istiyorsa, çok büyük bir değişimden geçmek zorunda… Adetta küllerinden yeniden doğmak zorundadır...
Elbette daha yazacak çok şey var. Ama özleyenler için yazımı Orhan Veli’nin o güzel şiiriyle noktalayayım:
İSTANBUL'U DİNLİYORUM
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Birşey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul'u dinliyorum.