Koronavirüs salgını her şey gibi siyaseti de etkiledi, etkiliyor. Hatta korona sonrası hayat asla öncesi gibi olmayacak deniyor ya... Sanırım siyasette bir hayli değişimden geçecek...
Elbette, koronavirüs salgını ile birlikte yerel siyasetin de yaptıklarıyla ve yapmadıklarıyla önemi bir değil on kat arttı.
Bu süreçte lider başkanları da gördük, kafasını kuma gömüp, hele bu fırtına geçsin yeniden bakarız diyenleri de...
En kötüsü de salgının neden olduğu krizin arkasına saklanarak, başarısızlığını ve beceriksizliğini saklamaya çalışan siyasetçiler ve belediye başkanları da göreceğiz.
Benim bu yazımdaki esas uyarım da onlaradır.
Dediğim gibi kafasını kuma gömenler var. Var ama aslında aslında herkes onları gayet net görüyor. Kuma gömdükleri kafadan geriye kalanları da, neden kafayı kuma gömdüklerini de...
Yazının başlığında ifade ettiğim gibi zaten ekonomik krizlerle boğuşa boğuşa bugünlere gelen bir Türkiye vardı üzerine de koronavirüs salgını tuzu biberi oldu.
Bu son cümleye bakınca, hah işte sağlam bahane... Ben bu bahaneye sığınır bir hayli yol alırım diyenler olacaktır. Ama şimdiden uyarıyorum, hayat devam ediyor, vatandaş hizmet bekliyor. Vatandaş haklı gerekçeleri olan baheneler değil, mucize de olsa çözümler, alternatif yollar, yöntemler bekliyor.
Vatandaş kriz liderliği bekliyor.
Ee malum siyasi koltuklar, hele de belediye başkanığı gibi icra koltukları, maalesef hiç bir bahane ile sorumluluktan kaçınılamayan koltuklardır. Krizin tüm ağırlığına rağmen 'zoru başarırız, imkansız biraz zaman alır' diyen başkanları da yakından görüyor ve takip ediyoruz; kendini bir süre hafızalardan sildiğini zanneden başkanları da...
Kriz dolayısıyla belediyeler büyük oranda yatırımlarını durdurdu... Seçimlerden önce ve sonra vaat edilen projeler büyük oranda askıya alındı ya da ertelendi... Hükümet kriz dolayısıyla belediyelerin borç kesintisini şimdilik erteledi, yani belediyelerin bu noktada gelirleri arttı.
Emlak ve çevre temizlik vergileri ise dikkat edin azalmadı, sadece tahsilatlar düştü... Ama vatandaşın sırtında borç olarak kalmaya devam edecek. Gecikmeli de olsa bunlar tahsil edilecek.
Her yıl yapılan onlarca festival, etkinlik, sosyal proje de mecburen rafa kalktı...
Öyleyse bir belediye başkanı için 'yandık, bittik, mahvulduk, hiç bütçemiz kalmadı' demek... Hemencecik inanılacak türden şeyler değil...
Velev ki öyle olsa bile yarın seçim sathı mahaline girildiğinde hiç bir vatandaş, hizmet üretmediğiniz için sizi alkışlamayacak... Yatırım yapmadığınız için halinize acımayacak.
Bütün bu uyarılarım iyi niyetli olan ve bu krizde gerçekten olağanüstü liderlik gösteren Başkanlara değil... Zaten hizmet yapmamak için bin dereden su getirip, koronavirüs salgınına dört elle sarılanlar için... Demem o ki, kriz gerçek ama hayat da devam etmek zorunda...