Sözünüz ettiğimiz kriz malum... Tüm dünyayı tehdit eden koronavirüs...
Öyle ki ne teknolojisi gelişmiş ülke dinliyor ne de ekonomisi güçlü ülke...
Her ülke kendi koşullarında, bu bela ile baş etmeye çalışıyor.
Türkiye gibi dünya da daha bu karanlık tünelin ucunu tam olarak görümüş değil. Salgın bir yandan hastalık ve can kaybı ile vururken, diğer yandan ekonomik krizlerle yükü daha da katlanılmaz hale getiriyor.
Salgınla mücadelede her ülkenin başarısı, kendi koşulları belirliyor. O yüzden salgınla mücadeledeki başarı konusunda tartışmalar bitmek bilmiyor.
Türkiye, ABD ve Avrupa ülkeleri ile kıyaslandığında elbette salgınla mücadelenin sağlık boyutunda başarılı...
Bir çok önlemi önceden alması ve sağlık sisteminin bu tür şoklara karşı dayanıklılığı ile ön plana çıkıyor.
Ancak, salgının ekonomik boyutu ile mücadelede ne kadar başarılı derseniz, o zaman bu kıyaslamadaki ifadeler değişiyor.
Ancak maalesef bu tartışmanın siyasi boyutu ağır bastığı için ne söylerseniz, bir taraf itiraz ediyor.
Benim asıl dikkat çekmek istediğim alan ise yerel yönetimler... Bu konuda başta İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer olmak üzere bir çok başkanın olağanüstü bir performans ortaya koyduğunu görmek lazım. Elbette kriz çok büyük... Belediye başkanlarının herkesin derdine derman olma imkan ve kabiliyeti olmayabilir ama İzmir bu mücadelede iyi bir örnek ortaya koyuyor.
Bir çok ilçe belediyesi dahi ilk günden hemen maske ve siperlik üretimine kanalize olup, bu ihtiyacın bir kaosa dönüşmesini engellediler.
Bu alanda Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü'yü özellikle anmak lazım. Maske, siperlik derken ventilatör üretimine desteğe kadar uzanan bir performans ortaya koydu.
Çok zor bir konu olmasına ve halen Türkiye'nin büyük bölümünde başarılamamasına karşın Efes Selçuk Belediye Başkanı Filiz Hanım, pazar tezgahlarının arasına 3 metre mesafe koyarak, sosyal mesafe konusunda bence büyük bir iş başardı.
Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç, Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ, Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal ve daha bir çokları, gerçekten kriz yönetimini doğru bir liderlikle iyi başardılar.
Büyükşehir Belediyesinin bu süreçte her geçen gün büyüyen dayanışma kampanyasına, 15 bini aşan aileye nakit desteğine, on binlerce aileye yapılan gıda destek paketi yardımlarına bir de bu açıdan bakmak gerek.
Elbette yapılanları tek tek anlatacak değilim. Yetişilemeyen mağdurlar da çok, hala destek bekleyen on binler var. Ama İzimr kriz yönetimini başardı.
Buradan şunu da görmek lazım, böyle krizlerde yerel yönetimlerin güçlü olmasının büyük faydası var. O yüzden yerel yönetimlerin ellerindeki gücü zayıflatmak yerine arttırmanın herkesin faydasına olacağını düşünüyorum.
Allah, insanlığı bir daha böyle krizlerle sınamasın...