Türkiye, hiç bir zaman bize bir karış yol aldırmayacak polemiklere, yıllarını verdi. Çok tartıştık, çok konuştuk, çok kavga ettik. Ancak dünyada realiteler konuşur, siz istediğiniz kadar ütopik ufuklarda dolaşın, eninde sonunda gelip realitelerin önünde diz çökersiniz.
Konu nedir derseniz; konu İzmir. İzmir de küçük bir Türkiye gibi enerjisinin büyük çoğunluğunu kısır tartışmalara ayırıyor. Öyle ki bazı konular artık kabak tadı dahi vermiyor.
İktidar-muhalefet, AK Parti - CHP falan filan... Herşey tamam da bir gerçek var, bu kentin nüfusu 4 milyonu aşıyor ve herkese iş, aş ve aydınlık bir gelecek lazım. Yapacağımız hiç bir tartışma, hiç bir kavga bu reel sorunlara cevap olmaz.
Hükümet öyle ya da böyle İzmir’e, İzmirliye aşkını, sevgisini ispatlamaya çalışıyor. Cumhuriyet Halk Partili Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinin İzmir sevdası zaten tartışılmaz.
Öyleyse bu neyin kavgası? Beyler dönüp kendimize bir bakalım, aynaya gerek yok, İzmir’e bakmanız yeterli, bu kent çok yavaş yol alıyor. Burada kolaya kaçarak basit ideolojik bir yaklaşım sergilemiyorum.
Bu yavaş ilerlemede iktidarla-yerel iktidarın payı, hatası, günahı eşit. Bir birinin projelerini engelliyorlar, yavaşlatıyorlar, eşgüdüm içinde hareket etmiyorlar.
Bakın; yüzülebilir körfez projesi rafa kalktı. Neden çünkü Körfez geçiş projesini yapacak bakanlık yetkilileri ile yüzülebilir körfez projesini yürüten Büyükşehir Belediyesinin yetkilileri aynı masa etrafında oturup, beraber çalışamıyorlar.
Öyle olunca da körfez geçiş projesinin mevcut durumuyla, Büyükşehir’in körfezi derinleştirme, tarama projesini önemli oranda etkisiz hale getiriyor. Büyükşehir de diyor ki, ben bu işe dünyanın parasını ve emeğini harcıyacağım, bunu bir hiç uğruna neden yapayım!
Daha bir çok projede işlerin böyle yürüdüğünü biliyoruz. İşte Buca tramvay projesi, Bakanlıkta tam 9 ay bekletiliyor ardından onay veriliyor. Büyükşehir’in bizzat veya etkili olduğu oda ve kişiler aracılığıyla hükümet projelerine çıkardığı onlarca engel var.
Bunların detayına girmeye gerek yok, netice aynı yere çıkıyor. İzmir yatırım bekliyor. İzmir Türkiye’nin gerçekten vitrin kenti olmak istiyor. Turizm yapmak istiyor, sporda başarı göstermek istiyor. İzmirli konforlu ve aydınlık bir gelecek istiyor.
Ama biz ne görüyoruz, her projede bir sataşma, engelleme çalışması, şark kurnazlığı ile etrafından dolanma girişimleri vs. vs. vs...
Hadi gelin 2018’i İzmir’in hızlıca yol aldığı bir yıl ilan edelim v