Türkiye 16 yıl aradan sonra yeniden erken seçim gerçeği ile karşı karşıya kaldı.
İyi midir, kötü müdür?
Bu tartışmaya girmeme, çünkü siyasete baktığınızda maşallah herkes dünden razı, herkes dünden istiyormuş aslında…
Lakin partiler buna hazır mıydı?
Bence hazır değillerdi, hele hele muhalefet partileri hiç hazır değildi.
Benim dikkatinizi çekmek istediğim nokta bu değil. Türkiye ilk kez bir sistem deneyecek.
Başkanlık sisteminin Türkiye versiyonu, yani Cumhurbaşkanlığı seçim sistemi…
Akıllarda bir soru işareti daha?
Meclis çoğunluğu Cumhurbaşkanının yani Başkanın partisinde değilse ne olacak?
Aklıma hemen Ahmet Necdet Sezer dönemi geliyor.
O günkü Ak Parti hükümetleri ile birbirini kilitleme operasyonları ve ülkenin yerinde sayması…
Yeniden aynı tehlikeyle karşı karşıya kalır mıyız?
Yani Başkanın atmak istediği her adıma direnç gösteren bir meclis aritmetiği çıkarsa ne yapacağız.
Diyelim ki Başkan ya da Cumhurbaşkanı kendisini kilitleyen meclisi feshetti ve seçime gitti.
Peki o zaman istikrar getirecek diyerek geçiş yaptığımız bu yeni sistem; yeniden bir birini kovalayan erken seçimler dönemine kapı açar mı açmaz mı?
Aslında soru işaretleri çok…
Ama en önemli soru şu; bir iki gün sonra belli olacak olan muhalefetin Cumhurbaşkanı adayları kim olacak?
Muhalefet yıllardır dile getirdikleri; tüm Tayyip Erdoğan muhaliflerini bir araya toplayacak bir isim bulabilecek mi? Bulursa üzerinde uzlaşabilecek mi?
Yoksa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim zaferleri serisine bir yenisini mi ekleyecek?
Bizim her zaman bir tek dileğimiz var; her ne olacaksa bu ülke için, 81 milyon insanımız için hayırlısı olsun.
Bu ülkenin istikrarına, bekasına, 81 milyonun huzuruna, geleceğine, özgürlüğüne, dünya ülkeleri arasındaki konumuna bir zarar, zeval gelmesin.
Hadi bakalım erken ve baskın seçim ülkemize hayırlı olsun!